KOAH Tedavisinde Dünyada Yeni Uygulamalar

Ulusal Kanal’da Gülgün Feyman Budak’ın sunduğu Nasıl yani programına konuk olan İstanbul Tıp Fakültesi göğüs hastalıkları anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr Turhan Ece” Maalesef koah geçebilen bir hastalık değildir.Koah Hastaları için ,erken tanı , geriye dönülemez değişikliklerin oluşmasını önlemek için önemli bir faktördür. Koah hastalarında her zaman bir risk vardır. burada yaptığımız, riski kontrol altında tutmaktan ibarettir”dedi.

21 Kasım dünya Koah günü dolayısı ile Gülgün Feyman Budak’ın sorularını cevaplayan Profesör Doktor Turhan Ece, Dünya Koah gününün, Kasım ayının 3 .haftası kutlanan ve tüm dünyada aynı anda gündeme getirilen, toplumun bütün kesimlerine, özellikle riskli kesimlere, hem koruma, Hem erken tanı, hem de tedavi ile ilgili yenilikler konusunda ve önleyici tedbirler hakkında bilgi aktarmak amacıyla oluşturulmuş zaman dilimidir”dedi .


HASTALIK İLK AŞAMADA TESBİT EDİLİRSE İLERLEMESİ DURDURULABİLİR
“KOAH, [Kronik (Müzmin) Obstrüktif, (Tıkayıcı) , nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. Bu hastalık özellikle sigara dumanı ve diğer zararlı gaz ve parçacıklara bağlı olarak gelişen havayollarının mikrobik olmayan iltihabı sonucu oluşur. Bu iltihap, akciğerdeki küçük hava odacıklarının harabiyeti (amfizem) sonucu hava yollarının daralmasıyla 40 yaş ve üzerinde ortaya çıkar. Hava yollarında daralma ve akciğerin en küçük birimi olan hava kesecikleri (alveol)’ ndeki harabiyet giderek artar. Normalde balon gibi esnek olan genişleyip-daralabilen havayolları bu özelliğini yitirir. Genişlemiş hava keseciklerine giren havanın çıkması zorlaşır, daha da şişmeye başlar. Hava keseciklerindeki bu değişiklikler anormaldir ve kalıcı olur. Bu bulgular “Amfizem’’ olarak adlandırılır.”diyen Prof.Dr.Ece “KOAH’ta ayrıca küçük havayolları mikrobik olmayan iltihap nedeniyle şişer, balgam üreten bezlerin aşırı çalışması sonucu balgam miktarında artış olur. Daralan havayollarından havanın geçişi güçleşir. Bu bulgular ise “Kronik bronşit’’ olarak tanımlanmıştır.
KOAH tanımı içinde “Kronik Bronşit” ve “Amfizem” birlikte yer alır.

Sonuç olarak nefes darlığı ve/veya kronik öksürük ve balgam çıkarma gibi şikayetlere neden olur. Hastalığın ilk aşamalarında ortaya çıkan öksürük yakınması aslında hastalığın ilk belirtisi olmasına rağmen genellikle bu şikayet “sigara içimine” bağlanır ve hasta daha geç doktora başvurur. Hastalık bu ilk aşamada saptanabilirse, hastalığın ilerlemesi durdurulabilir”dedi

ÜLKEMİZDE 5 MİLYON KOAHLI VAR
Profesör Dr Turhan Ece açıklamasında şu Görüşlere yer verdi.“Özellikle etkileyici faktör olarak, sigara en önemli neden olmakla beraber, onun dışında, atmosferik etkenler, yaşadığımız şehir merkezleri olsun gerek işyerleri ve evler çok iyi havalandırılmıyorsa, hava kirliliği içeriyorsa, sürekli düşük yoğunluklu bu havayı soluyan insanlarda yıllar sonra bir Yangı bir infomasyon oluşuyor. Nefes yollarımızda Hava kesecikleri misin uç bölgelerinde giderek bir ödem oluşturuyor bu ödem vücudumuzun ihtiyacı olan ve atmosferden aldığımız oksijen gazını vücudumuzun yeterince almamasına sebep oluyor. vücuttan karbondioksitin de atılamaması gibi bir sonuç oluşturuyor.

Koahin birkaç alt tipi var. Genellikle koah deyince öksüren, balgam çıkaran, nefes darlığı olan kişiler akla geliyor ve bu kişiler başlangıçta sigaraya bağlı öksürük balgam olabileceğini ifade ediyorlar. Bu nedenle hastalığın tanısı ve önlenmesi hususunda bir takım problemler yaşıyoruz .Normalde 40 yaş üstünde ne ortalama görülme sıklığı yüzde yirmi civarında. Yani her 5 kişiden birinde Koah var.Ülkemizi düşündüğümüz vakit Bu sayı 3,5 milyon civarında bir rakama tekabül ediyor. Bunların önemli bir kısmı, öksüren balgam çıkaran kişiler. Bunlar sigaraya bağlı geçici deniyor Halbuki çok erken dönemde tanınıp da önlemler alındığında, Bu hastalık ilerlemiyor. Tedavi edilebilir önlenebilir bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. o bakımdan bu tür organizasyonlara hepimiz katkı vermeye çalışıyoruz. tabii ki bu risk icersinde genetik faktörlerin de etkisi var. Her sigara içen de Koah olmuyor, ama sigaranın yanında hava kirliliği, Sanayi egzoz gazları, evde ısınma ve pişirme amaçlı yakıtlardan açığa çıkan gazlar, alt solunum yollarında bronşlarda albori dediğimiz Hava kesecikleri nde bir uyarıyla bir tepkiye sebep oluyor. bu Yıllar yıllar sürdükçe bir itici bir Reaksiyon haline geliyor”.


AŞI OLMAK HASTALIĞIN SİGORTASI
“Bu aşamaya gelmemesi için Erken teşhis çok önemli .Tabi bununla beraber korunma yöntemleri nedir. Bunlar sigara alışkanlıklarından vazgeçmek ,enfeksiyonlardan korunmak. Bu enfeksiyonlardan en önemlisi infiaza virüsü ki, bu konuda ülkemizde bir aşı var. Bu çok kuvvetli ve etkili bir aşı. Bir de zatürre aşıları var. 65 yaş ve üstünde herkesin bu aşıları mutlaka olması gerekiyor. 65 yaşından önce de Kronik hastalığı olanlar, şeker hastalığı diyabetliler, astım Koah kalp ve böbrek hastalığı olanlar, bu kişilerde direnç düşüyor .Mikroplardan oluşan hastalıklar astım hastalığını da ilerletiyor. Bu da ciddi anlamda yaşamsal risk oluşturuyor. Burada koruyuculuk %100 değil. Ancak şöyle düşünmek lazım. Evimizi işyerimizi sigorta ettiriyoruz, riski azaltmak istiyoruz. Burada da amaç riski azaltmak olarak önümüze cikiyor. Günümüzde Koah, ölüm oranlarında 3.4. sırada yer alıyor. Bu çok ciddi bir durum Koah hastalarında tanı konulduktan sonra korunma önlemleri alınmalı. Sağlıklı beslenme, Düzenli uyku, fizik aktiviteleri çok önemli. Bunların hepsi yapılmalı. Ama buna rağmen hastalıklar bir şekilde ilerlemiş oluyor .bu durumda da tedavi yöntemi olarak çoğunlukla nefesle çekilen ilaçlar, bunlar akciğerlerde nefes yollarını genişletmeye yönelik, oradaki yankı’yı baskılamaya yönelik ilaçlar, halk arasında fısfıs olarak adlandırılan ilaçlar. Bunların Etkin düzenli kullanılması, gerçek anlamda alt solunum yollarına kadar ulaştırılması, gerçekten hastaların yaşam kalitesini düzeltiyor. Solunum fonksiyonlarını kısmen iyileştiriyor ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor. Ancak maalesef, tam bir çözüm değil. onun için gerek amfizem, gerek kronik bronşitli hastalarda, yeni tedavi yöntemleri geliştirilmiş durumda.


KOAHLI HASTALARDA YENİ TEDAVİ SİSTEMLERİ UYGULANIYOR
“ Özellikle çok ağır koahlı bulgularda artık ilaçların etkisi çok sınırlı kalıyor .Bu insanlar çalışamıyorlar, iş gücü kaybı ortaya çıkıyor, tüketici hale geliyorlar. Gerek üretmedikleri, gerekse sağlık giderler açısından, ülke bazında da, aile bazında da bu hale geliyorlar. İstediklerini yapamıyorlar. Maalesef bir süre sonra Bu hastalık daha da ilerliyor. Onun için biz sağlık çalışanları olarak mümkün olduğu kadar, koruyucu önlemler, fizik aktivite artırıcı Rehabilitasyon programları, uygulamaya çalışıyoruz. Hastalarımızı sürekli takip ediyoruz. Bu ilaçları da düzgün kullanmaları hususunda ,zamanı geldiğinde aşılanmaları konusunda, onları davet edip peryodik olarak Kontroller yapıyoruz.

Ancak bozulmuş geriye dönülemez bozukluklar oluşmuş durumlarda, bronşlara hava girişi olmayan alanlara hava gitmesin ve oraların hacimi azalsın diye yeni tür Walf dediğimiz aletler takıyoruz ki ,Böylece o bölgenin hacmi biraz azalıyor, daha iyi çalışan alanlara hava giriyor. Bu biraz kısmen nefesle alınan havanın daha çalışabilir alanlara dağılmasını sağlamaya yönelik destekleyiciler.Aslinda kesin çözüm değil, ama yaşam kalitesini kısmen düzelten yöntemler. Bu seçeneklerden birisi . bronkoskopi yöntemi ile ağızdan veya burundan girilerek akciğerlere takılıyor. Bir diğeri CHol dediğimiz bir yöntem. Burada da Homojen ve heterojen amfizem için tasarlanmış implant edilen havayolunda, spontan, kıvrılarak, bulunduğu segmenti büzerek, yapılan küçültme işlemi. Burada da yine bronkoskopi uygulanıyor. Tabii her Hastaya aynı tedavi uygulamak mümkün değil. Hatta Koah tanısı Olsa bile her hastanın kendisine göre farklılıkları var.Bu farklılıklara uygun tedavi amacıyla dünyada yeni uygulamalar var. Bunlardan birisi basınçlı azot gazı, sprey olarak bronzkoptan veriliyor. Bu sprey balgam salgılayan hücreleri toplayan bezeleri ortadan kaldırıyor. Alttan yeni taze doku gelmesini sağlıyor. Bu soğutma yöntemi ile yaygın uygulanan bir yöntem. Bir başka yöntemde ise, bu henüz ülkemizde yok, balgam üreten hücreler, balgam keseciklerinİ, düşük akımlı elektrik enerjisi ile ortadan kaldıran bir yöntem var. Bir diğer yöntem ise ülkemizde son zamanlarda çok kullanılan bir yöntem . o da balon yöntemi .Bu da yine diğer yöntemlere benzer tarzda, bronşların içindeki ana bronş ve Sekmen bronşlardak,i balgam bezelerinin yoğun olduğu alanlarda bir temizlik yapmayı amaçlıyor. Ama burada bir soru işareti var. Şöyle ki, Türkiye’deki tıp otoriteleri, bu konuyu çok tartışıyorlar .Bu gerçekten bilimsel bir yöntem midir, Bunun bir mantığı var mıdır veya uzun dönemde Bir takım sıkıntılar yaratır mı. Burada biraz önce bahsettiğimiz azot gazının püskürtülmesi ndeki mantıkla, yine düşük yoğunlukta bir elektrik akımı verilmesindeki mantıkla aynı mantık var, Ancak bu yöntemlerde ölçülebilir bir uygulama var. Balon yönteminde ise, basınç kontrolü çok iyi ölçülemedğii için, bir takım etkiler sağlamakla birlikte, bir takım potansiyel risklerde var.Basıncın kontrol edilemeyişi nedeniyle, fazla basınç nedeniyle bir takım hasarlar oluşabiliyor.”


PULMONER REHABİLİTASYON
“ Burada en basit çözümlerden birisi de pulmoner rehabilitasyon dediğimiz sistem.İnsanlara ilaç veriyoruz Bir takım girişimsel işlemler yapıyoruz Bunlar Tabii ki bir katkı sağlıyor, ama daha geniş kitlelere daha faydalı olabilecek, daha basit ucuz hastanın kendi üreteceği basit sistemler var. bu yöntemlerden birisi pulmoner rehabilitasyon. bu tür hastalarda hastalıklarının yoğunluğuna bağlı olarak bir takım egzersiz programları yapıyoruz, Bu hastalarda nefes darlığı olduğu için Aslında giderek bir egzersiz kısıtlamasına gidiyorlar. Böylece giderek yaşam kaliteleri bozuluyor. Erken tanı yaptıktan sonra, mevcut durumu korumak, hastalığın ileri gitmesini önlemek için, hastane ortamında 9-12 haftalık programlar uyguluyoruz .Sonrasında da Bunlar evlerinde devam ediyorlar. özellikle solunum kaslarını güçlendirecek birtakım hareketler yaptırıyoruz. burada hastanın ne kadar gücü yeterse ne kadar nefes’i izin verirse ama biraz üstten zorlayarak ve artırmaya çalışarak bu rehabilitasyon programını uygulamak hepsinin önünde geliyor. Yaptığımız işlemlerden sonra bronşlardaki daralmanın genişlemeye döndüğünü görüyoruz”dedi

 

Bu durumu sürekli hatırlatmamız gerekir diyen Prof. Dr. Turhan Ece bu programda koahla ile ilgili birşeyler yapılabileceğinide paylaşmış olduk “dedi.